26 Ekim 2009 Pazartesi

Aylak Göz



AYLAK GÖZ

Erkenden aşındırır aşkını
Odaların köşelerine zamansız oturur
Duyarsa bir çocuğun
Oyundan çağrıldığını

Başının her seferinde döndüğü kumarı
Gönlünü bir tarzla kurularken kazanır
Anlarsa yenilen bir kadının
Darda kaldığını

Kendi kendine ardaşak kaçağı
Arada bir bakınır ne yaptığına
Süresiz kapılır tablolara yangelir
Ve oturdu mu bir masaya
Hakkını verir çay içmenin

Bu adam kitapların uçlarına
Çizilmiş itilmiş resim
Korkmadan yaşar tebessüm gösterir
Ağır başıyla nöbet alır
Dağdan kaçar şehri çevirir
Ve bırakır gönlünü bir tazı sıçramasına

Erkenden aşındırır aşkını
Anlamaz bir kadının
Süresiz kapılıp yangeldiği tablolara
Severek tebessüm attığını
Ağır başıyla kopar dağdan
Nöbet alır şehri devirir.

Cahit Zarifoğlu

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Câhit Bey merhûmun bu şiiri fevkalâde, imbikten süzülerek yazıldığı âşikâr...

Yine Zarifoğlu'ndan -Zarifce- bir terennüm:

"Ah şu yalnızlık/ Kemik gibi/ Ne yanına dönsen batar..."

Teşekkürler

Yorum Gönder