DİŞLERİMİZ ARASINDAKİ CESET
Biz şehir ahalisi, kara şemsiyeliler!
Kapçıklar! Evraklılar! Örtü severler!
Çığlıklardan çadır yapmak şanı bizdedir.
Bizimdir yerlere tükürülmeyen yerler.
Nezaketten haklılardan yanayızdır hepimiz,
Sevinmemiz çapkıncadır, ağlatır bizi küpeşteler.
Yaşamak, deriz, -oh dear- ne kadar tekdüze;
Katliamlar ne kötü be birader!
Güneş neredeysek orada bulur bizi;
Ya cünup ve yalancı veya miskin ve ülser...
Falımız neyse çıksın diye açarız indeksleri,
Sayılar bizi bulur, o ayıp işaretler...
Saframızla kesemizi birleştiren anatomi bilgisi,
Hadım tarih, kundakçı matematik, geri kafalı gramer...
Evet, bunlar gizlice örgütlenerek alnımıza,
"Verem olmak üretimi düşürür!" ibaresini çizer.
Biz şehir ahalisi, üstü çizilmiş kişiler,
Kalırız orda senetler, ahizeler ve tren tarifesiyle...
Kim bilir kimden umarız emr-i bi'l-ma'ruf;
Kim bilir kimden umarız nehy-i ani'l-münker...
Bize yalnız oğulları asılmış bir kadının,
Memeleri ve boynu itimat telkin eder.
İsmet ÖZEL
(1982)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder